13 Temmuz 2008 Pazar

odabaşı'na sesler...

aşk hiç biter mi?ben zelda nilgün'e tutulalı bilmem kaç asır oldu..kimseler bilmez ikimizi ,kimseler bilmez..bilmezler kaç gece kaldım mezarı başında sessiz..korkmuyormuş gibi titreyerek..düştüğü yerde deli gibi dolaştığımı ,aradığımın ayak izi olduğunu bilmezler..hakkında ne öğrendiysem dostlarından boş..zelda olsaydı böyle olmazdı..cezmi hocanın evinde bir resmini görmişsün..resim yeter mi hiç!mezarına gel..karşılaşırsak beni yazınsal evlat edinirsin..gerçi benim de ömrüm kısa..dünya çok büyük,dar geliyor bana..sokakta yürüyemiyorum..herkes başka geliyor bana.cinnet mi bu?bunalım?yok hiçbiri değil..benim doğuştan uyumsuzluğum..özenmedim ama,nilgün'e olan sevgimden olsa gerek..
zelda duyarlılığın yırtılan yüzü
gözardı edilmiş bir gerçek!
zelda alınganlığın alınmış ahı
zelda sensiz nasıl dönüyor dünya!
karanlık gündüze yatılı
fikrim sana zelda

zelda mor kanatlı güvercin
deniz dalgasında yiten köpük
zelda kalbimde gizli bir oda
zelda sensiz nasıl soğuyor hava!
gündüzler soluk benizli ve kısa
fikrim sen olup saplamıyor bana

düştün martılar atıyor çığlığını
denizler çıldırıyor sana
intihar sızıyor her çocuğun aklına
ay kahrından gündüzleri çıkmıyor sokağa
düştüğün yere yatıyorum
zelda içime dönüyor gözlerim
saçlarım kısalıyor artıyor sevincim
özlüyorum seni zelda çok özlüyorum
...
...
yazın evlatlığından sonsuz ışıklı zelda'ya benzeyen bir sevgiyle...
ayfer feriha nujen

Hiç yorum yok: