13 Temmuz 2008 Pazar

kim bilebilir sonun nerede olduğunu

yol boyutsuzluğun işareti
genler ümitsizliğin
dna’sı karartılmış aydınlığa tutsak
elleri boşlukta sallanmaya
kim bilebilir sonun nerede olduğunu
dilsiz ve ama ise yaşamak payında
bizi kurtaracağını sandığımız
tanrı mı
kendi payına düştüğü kadar ahmak
yetersizlik zengini
kendi varlığından yana bunca yoksul
yaşamak payına asal düşen
hep karanlık
aydınlığı yasaklanmış kirli
ve sanıldığı kadar kısa tehlikeli
pimi çekilmiş olan
artık yasal değil
bu intihar yaşamak kadar değil
ama daha kısa arzunun olumundan
daha az ihtimali olmamasından
hayatta ne varsa
ne olmuş ne olacaksa
ne beklenmiş hala ne bekleniyorsa
her neyse ölüm değişmezlerde şimdi
yol boyutsuzluğu aştım sanır
oysa boyutsuzluk kaplamında bütün yollar
genlerin ümitsizliğe düşme korkusu boşa
çünkü korku biraz daha yakın ümitsizliğe
ve çoktan başladı
eller boşlukta sallanmaya
boşluk böyle sonsuz
acı içinde büyüyen sonsuzluk hacminde
yırtıcı bir yeşilken
kim bilebilir sonun nerede olduğunu
bir misal intihar
daha sonra tetik sesi
kendi bile bilmiyorken nereye gittiğini
kim bilebilir sonun nerede olduğunu

Ayfer Feriha Nujen

Hiç yorum yok: